Hakikat Damlaları-60

Sıdk hafifleyince nifak ağır basar; zira, münafıklığın en bariz vasfı kizbdir.
***
Hizmet adamı naz değil, niyaz eridir; o en yüce payelere de erse temkin ve teyakkuzunu hep korur; kendisinin kul, Cenab-ı Hakk’ın da Ma’bud-u mutlak olduğunun şuuruyla sürekli yakarışta bulunur.
***
Allah aşkının isteksizlere verilmesi çok sürpriz bir lütuftur; fakat, aşkla isteyenlerin muhabbetten mahrum bırakıldıkları görülmemiştir.
***
“Hepimiz çobanız” dersem size saygısızlıkta bulunmuş olurum; ama kendisini çoban saymayanlar da hakikate karşı hürmetsizlik etmiş olurlar.
***
Görünürden isminizi sildirir ve Allah’ın bilmesiyle yetinirseniz, bir gün mutlaka adınızı göklerin alnına yazdırır ve en yüce divanda yad edilirsiniz.
***
Rehber-i Ekmel Efendimiz’in dualarında arz-ı halin ve yalvarmanın yanı sıra hedef gösterme ve o hedefe teşvik etme de vardır.
***
İnsan Allah’tan gelen her şeye rıza göstermeli ama bir tek Cenab-ı Hak’tan uzaklaşmaya razı olmamalı; “Canımı al, fakat beni Senden ırak eyleme!..” demeli.
***
Duaların bazısına aynıyla, bazısına gayrıyla, bazısına hemen, bazısına da daha sonra icabet edilir. Fakat, salavatın kabulü anında ve garantidir; Sahib-i Salavat (aleyhissalatü vetteslimat) onu hemen alır ve derhal karşılık verir.
***
Bulutlar ağlamasaydı yerdeki çimenler gülemezdi; ağlayın ki yeni nesillerin yüzlerinde gülücükler açsın.
***
Hubb-u cah şeker-şerbet gibi gelir insana; fakat, burada ondan köşe-bucak kaçmayan ötede kevser yudumlayamaz.
***
Sahibinden izinsiz, bir seccadeye ayağımı dokunmam, bir terliğe basmam; onun da hesabını sorarlar ötede. Hem bu, muttaki hassasiyeti değil, sıradan bir mü’min işidir.

Close

Subscribe to Blog via Email

Enter your email address to subscribe to this blog and receive notifications of new posts by email.

Join 271 other subscribers