Hakikat Damlaları-34

Dua, Cenâb-ı Allah’tan bir takım ekstra lütuflar istemek demektir; keyfiyeti de ısrarla devam etmeye vâbestedir.

***

Dua, iradeye fer veren bir iksirdir.

***

“Rabbimiz! İçine düştüğümüz sıkıntılardan bizleri kurtar; fereç ve mahreçler göster!”

***

Ekmek ve su beden için ne kadar zarurî ise, dua da ruh için o ölçüde zarurîdir.

***

Dua, Rabbimizle aramızda has, hususî ve halisane bir münasebetin ifadesidir. Onun için de, asla ihmal edilmemeli ve kat’iyen hafife alınmamalıdır.

***

Sebepperestliğin başını alıp gittiği bir dönemde çokça tahşidat yapıp insanları duaya yönlendirmek hepimiz için çok önemli bir vazifedir.

***

Duaya önem vermek, Zât-ı Uluhiyet’e önem vermek demektir. Çünkü O (celle celâlühû) “Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var!?” diyor.

***

İnanmadan dua etmek, Allah’a karşı düpedüz bir riyakarlıktır.

***

Kendini salarak, gaflet içinde yapılan dua, Rabbe karşı yapılan bir saygısızlıktır. Dua eden insan ciddi olmalı, elleriyle beraber kalbini de açmalı ve ağzından çıkan her kelimeyi gönlüne vize ettirmelidir.

***

Ümmet-i Muhammed var olduğundan bu yana, değişik şiddetler görmüş, hiddetler yaşamış fakat çağımızda maruz kaldığı ölçüde belaya, musibete, kafirce tavır ve davranışlara hiçbir zaman maruz kalmamıştır.

***

Allah Rasûlü’nün fem-i güherinden sâdır olan, “İnananların dertleriyle hem-dert olmayan, kâmil bir mü’min değildir” şeklindeki ikaz ambalajlı ifade bizim için de ne güzel bir hatırlatmadır!

Close

Subscribe to Blog via Email

Enter your email address to subscribe to this blog and receive notifications of new posts by email.

Join 30.0K other subscribers
%d bloggers like this: