Giyim-Kuşam hakkında detaylı bilgi verir misiniz?

Cenab-ı Hakkın her emir ve yasağında sayısız hikmetler vardır. İnsanı, insanın içinde yaşadığı âlemi/alemleri yaratan ve insan ile onlar arasında müthiş bir nizam kuran Allah, insan için neyin faydalı neyin de zararlı olduğunu en iyi bilendir. Bu hakikat Kur’an’da şu şekilde ifade edilmiştir:

“Yaratan yarattığını hiç bilmez olur mu? İlmi her şeye nüfuz eden, her şeyden haberi olan Latîf ve Habîr O’dur.” (Mülk, 67/14) Yüce Allah, insanı hem bu dünyada huzur ve mutluluğa ulaştırmak hem de cennete ehil hale getirmek yani cennetlik kıvama ulaştırmak için, kulun lehine programlanmış birtakım emir ve yasaklarda bulunmuştur. İnsanın tabiî ihtiyaçlarından olan giyinmede de bu tür emir ve yasaklar mevcuttur.

Örtünmenin farz, müstehap, mübah ve mekruh olmak üzere kısımları vardır.

Farz Olan Örtünme

Avret yerlerinin örtülmesi ve kişinin kendisini soğuk veya sıcaktan koruyacak derecede giyinmesidir. İnsan vücudunun açılması, gösterilmesi ve bakılması dinen haram olan yerlerine “avret” denir. Avret yerlerinin örtülmesine “setr-i avret” denir. Bu tabir daha çok erkek ve kadının namaz kılarken belli uzuvlarının örtülmesini ifade etmekle birlikte, namaz dışındaki örtünme vecibesini de bildirmektedir. Daha önce namaz bölümünde geçtiği üzere namazda avret yerlerinin örtülmesi, dinin bir emridir ve namazın sahih olması için bir şarttır. Aynı şekilde namazın dışında örtünme de dinin bir emridir. Örtünmenin çerçevesi, sınırları erkek ve kadına göre değişir.

Erkeğin Avret Yeri

Bir erkeğin erkeklere ve hanımın dışındaki bayanlara karşı asgarî seviyede örtünmesi gereken yeri göbek altı ile diz kapağı altı arasıdır. Tariften anlaşılacağı üzere göbeğin örtülmesi farz değilken diz kapağının örtülmesi farzdır.

Kadının Avret Yeri

Bir kadının; kocası, kendisine mahrem olan kimseler ve Müslüman kadınlar dışındaki kimselere karşı avret mahalleri, yüz, el ve ayakları hariç bütün vücududur. Bu verilen ölçü Hanefî mezhebinin genel görüşüdür. Diğer mezheplere göre ise kadının ayakları da avrettir. Hanefi mezhebinde kadının yüzünü örtmesinin gerekli olup-olmadığı hususu üzerinde durulmuş ve “fitne”ye sebebiyet verecekse kadının yüzünün örtülmesi gerekir, denilmiştir.

Bu genel yaklaşımla birlikte Hanefi mezhebinin önde gelen âlimlerinden Ebu Bekir el-Cessas, “(kadınlar) Ev dışına çıktıkları zaman dış elbiselerini üzerlerine salıversinler.” (Ahzab, 33/59) ayetinin genç bir bayanın, yabancıların yanında yüzünü örtmesi gerektiğine ve iffetle hareket ederek insanları tahrik etmemesi gerektiğine delalet ettiği görüşündedir.

Kadınların, kendilerine mahrem olan kimselerle Müslüman kadınlara göstermeleri haram olan yerler ise, aynen erkeklerdeki avret mahalleri (göbekle diz kapağı arası) ile, karın ve sırt kısmının karnın hizasına gelen kısmıdır.

Eşler birbirlerinin vücutlarının her yerine bakabilirler, dokunabilirler. Ancak bununla beraber genel ahlâk kuralları ve eşlerin birbirlerine olan saygılarının muhafazası açısından galiz avret yerlerinin örtülmesi güzel olur ki Hz. Aişe validemiz: “Ben Peygamber Efendimiz’den (sallallahu aleyhi ve sellem) hiçbir şey görmediğim gibi O da benden hiçbir şey görmedi.” demiştir.(Münavî, Feyzu’l-Kadîr, 2/224)

Örtünme ile ilgili önemli birşart da giyilen elbisenin vücut hatlarını gösterecek kadar dar, cildin rengini gösterecek kadar ince ve şeffaf olmamasıdır. Peygamber Efendimiz, ince bir elbise giymiş olan Hz. Aişe validemizin kız kardeşi Hz. Esma’ya “Ey Esma! Büluğa erdikten sonra kadının –yüz ve ellerine işaret ederek– şu ve şundan başka yerlerinin görülmesi doğru değildir.” buyurmuştur.(Ebu Davud, libas, 31)

Dinimizde Müslüman kadın ve erkeğin iffet ve vakarını koruması temel bir esastır. Örtünme de iffetin en önemli bir yanıdır. Bu itibarla kadın ve erkeğin fitneye ve şüpheye sebep olmayacak, karşı cinsi tahrik etmeyecek, iffeti, vakarı koruyacak ve İslam dinini insanlara sevdirecek tarzda giyinmeleri gerekir.

Örtünme ile ilgili ayet (Bkz. Ahzab, 33/59; Nur, 24/31) ve hadislerde (Ebu Davud, libas, 31) belli bir şekil şartı ve model söz konusu değildir. Verilen ölçülere uymak şartı ile kadın olsun erkek olsun içinde bulundukları ortama göre istedikleri gibi giyinebilirler.

Avret yerlerinin insanların yanında ve namaz kılarken örtülmesi gerektiği gibi insanın tek başına hiç kimsenin olmadığı tenha bir yerde olduğu zaman da örtülmesi gerekir. Bu husus ile ilgili Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlardır: “Allah, kendisinden haya edilmesi hususunda insanlardan daha çok hak sahibidir.”(Buhari, gusül, 20; Tirmizî, edeb, 22.)

Bu itibarla banyo yaparken mümkün olduğunca avret yerlerinin peştamal vs. ile örtülmesi edeb ve haya açısından yerinde bir davranıştır.

Avret yerlerine zaruret dışında bakmak haramdır. Zaruret durumu ise, sağlık ile ilgili bir meselede doktor, hemşire ve ebe gibi kimselerin zaruret çerçevesinde bakmalarıdır.

Müshetap Olan Giyinme

Mecburen örtülmesi gereken yerlere ilave olarak Allah’ın lutfettiği nimetlere bir şükür olarak, imkânlar ölçüsünde güzelce giyinmektir. Bu konuda Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Allah, kuluna lutfettiği nimetlerin eserini kulunun üzerinde görmeyi sever.” (Ebu Davud, libas, 14, Tirmizî, edeb, 54)

Mübah Olan Giyinme

Zinet, güzel görünmek için güzel elbiseler giymektir.

Mekruh Olan Giyinme

Büyüklük, gurur, kibir ve hava atmak için giyinmektir.

İslam her meselede olduğu gibi giyim kuşamda da evrensel ölçüler getirmiş, itidali esas almıştır. Peygamber Efendimiz, hayatı boyunca daima şık, temiz, sade ve güzel giyinmiştir. Giyim kuşam hususunda bir-iki şey -bildiğimiz, bilemediğimiz hikmetlerine binaen- hariç bir sınırlama getirilmemiştir. Giyilmesi, kullanılması haram olan şeyler şunlardır:

İpek Giyilmesi

Erkeklerin ipek elbise giymesi haramdır. Peygamber Efendimiz birçok hadislerinde ipek giymeyi yasaklamıştır. Bu hususta âlimlerin ittifakı vardır. İpek giymeyi yasaklayan hadislerden bazıları şöyledir:

  • İpeği dünyada giyen âhirette giyemeyecektir.”(Buhari, libas, 25; Müslim, libas, 2.)
  • “İpek ve altın ümmetimin kadınlarına helal, erkeklerine haramdır.”(Buhari, libas, 30)

İpek olmayan bir elbisede nakış veya süsleme amacıyla üç-dört parmak kalınlığında ipek kullanımına cevaz verilmiştir.

İmam Azam’a göre hadislerdeki yasak, ipekli kumaşın sadece giyilmesi ile ilgilidir. Giyim kuşam dışında ipeğin kullanılması caizdir.

İpekli elbise ile namaz kılmak mekruhtur. Bu şekilde kılınan namaz sahih olup iadesi gerekmez. Ama giyilmesi yasak olan bir şey giyilmekle günah işlenmiş olur. İmam Şafiî’ye göre ipekten başka bir elbise bulma imkanı varken ipekli elbise ile namaz kılınırsa namazın iade edilmesi gerekir.

Altın ve Gümüş Ziynetin Kullanımı

Altın ve gümüşün ziynet eşyası olarak kullanımı sadece kadınlar için caizdir. Erkeklerin altın yüzük takmaları genel görüşe göre haramdır.

Kadınlar israf ve gösterişe kaçmadan, gayri meşru tarz ve zeminde, karşı cinsi tahrik etmeme kaydıyla altın ve gümüş ziynet eşyası kullanabilir ve ipek elbise giyebilirler.

Erkekler ise sadece gümüş yüzük, gümüş kemer takabilirler. Altının erkeklere haram olması ile ilgili birçok hadisi şerif vardır. Bazılarını zikretmek istiyoruz:

  • “Altın ve ipek ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helaldir.”(Buhari, libas, 30)
  • “Peygamber Efendimiz altın yüzük kullanmayı yasakladı.”( Buhari, libas, 45.)

Ebu Hüreyre’den (r.a) rivayet edildiğine göre bir adam Allah Resulü’nün huzuruna geldi. Parmağında altın yüzük vardı. Peygamberimiz bu şahsa hiç önem vermeyerek yüzünü öbür tarafa döndü. Bunun üzerine bu kimse hemen oradan ayrıldı ve biraz sonra demir bir yüzükle geldi. Peygamber Efendimiz yine hoşlanmadı. Şahıs yine gitti. Bir müddet sonra parmağında gümüş yüzük olduğu halde geldi. Peygamberimiz onu bu şekilde parmağında gümüş yüzükle görünce memnun oldu ve ona hoşâmedîde bulundu.”(Tahavî, Meani’l-Asar, 2/351)

Altın ve Gümüşün Kullanımı

İslam âlimleri altın ve gümüş kaplardan yemek yemenin ve bir şey içmenin haram olduğunda ittifak etmişlerdir. Diğer taraftan yeme ve içmenin dışında altın ve gümüşün kullanılması da yeme ve içmeye kıyasla haramdır.

Altın ve gümüşün ziynet eşyası olmaksızın, gösteriş ve israf ağırlıklı ev ve el eşyası olarak kullanılması kadına da erkeğe de haramdır. Peygamber Efendimiz değişik hadislerinde bu hususu ifade etmişlerdir:

“Altın ve gümüş kaplardan bir şey içmeyiniz ve bu ikisinden yapılan tabaklarda bir şey yemeyiniz. Çünkü bu tabaklar dünyada müşrikler, ahirette ise sizin içindir.”(Müslim, libas, 1)

“Peygamber Efendimiz, altın ve gümüş kaplardan yiyip içmemizi, ipek giymemizi ve ipek üzerine oturmamızı yasakladı.” (Buhari, libas, 27.)

Hanefî mezhebinde, mescidi tezyin etmek ona saygı gösterme manasında kabul edilerek, mescidlerin altın suyu, ahşap vb. şeylerle süslenmesinde bir sakınca görülmemiştir. Bununla birlikte paranın bu tür şeyler için değil de, fakirler yararına harcanmasının daha faziletli olduğu kabul edilmiştir.

Close

Subscribe to Blog via Email

Enter your email address to subscribe to this blog and receive notifications of new posts by email.

Join 271 other subscribers