Hakikat Damlaları-61

İman ile eman aynı köktendir; mü’minlere emniyet telkin etmeyenin imanında problem vardır, imanın insana ahiret emanı olacağı da aşikardır.

***

Önde olmak, önde görünmek değil, hep önde koşmaktır.

***

Dalları çok yüksekte olan ağacın meyvelerinden istifade etmek zordur; terakki ettikçe kullukta daha da derinleşmek başkalarına faydalı olmanın biricik yoludur. Yükseldikçe belini bükmeyen kaybetmekten kurtulamaz; lütuflar kuşağında kaybetmekten daha büyük hüsran da olmaz.

***

Her ferdin heyet-i içtimaiyedeki tasarruf alanına göre mesuliyeti vardır.

***

Çekirdeğe bakıp ağacı tahmin etmek ne kadar zorsa, dünyevi güzellikleri nazara alıp uhrevi nimetleri tahmin de o kadar zordur.

***

Allah nâzır; gönülden teveccüh edersen, inayeti de hâzır.

***

Süpürge evimizi temizlemeye yaradığı gibi, ufak tefek deliller de zihnimizin tozunu silmeye yarar. Evet, delil ancak tozu-toprağı gidermeye vesiledir; yoksa, imanı ayakta tutmaya yeterli değildir.

***

Allah’ın inâyetine en büyük davetiye o inâyete tam inanmaktır.

***

Hazreti Üstad’ın herkesin girebilmesi için açtığı geniş kapı sizi yanıltmasın; içeride olanlardan harem dairesinin adabının isteneceği unutulmasın!..

***

Kendine pay ayırdığın ölçüde Cenâb-ı Hakk’a teveccühünden kısmış olursun.

***

Bugün hakkı olan bir makama getirilmediğine üzülse de heyetin selametini düşünüp sabredenler, yarın Havz-ı Rasul’ün başında kevser yudumlayıp serinleyince, o tahammüllerinden dolayı çok sevinirler.