Hakikat Damlaları-51

Dava adamı öyle müstağni olmalıdır ki, herhangi bir hizmetinden ötürü alacağı bir tebessümü, bir teveccühü bile rüşvet kabul etmeli ve beklentinin her çeşidinden uzak durmalıdır.
***
Canlı kalabilmek için canlandırma peşinde olmak şarttır.
***
İnsan için en büyük mahrumiyet duaya ihtiyaç hissetmemesidir, duasına icabetin gecikmesi değil.
***
Vazifeden el çeker, geride durur ve irtidat tavrı sergilerseniz, Cenab-ı Allah sizi götürür, o hizmeti bir başkasına gördürür.
***
Hastaların -hallerinden şikayet etmeden- inlemeleri tesbih sayılır; sizin tekbir, tahmid, tesbih ve tehlillerle gürlemenizden hasıl olan sevabı hastalar iniltileriyle kazanırlar.
***
Akıbetinden korkan insan emniyette demektir.
***
Dört başı mamur bir mü’min olsa da beklentisi bulunan kimse samimi dava adamı ve hakiki muhlis olamaz.
***
Rüşte yaşla erilseydi, saçı-sakalı ağarmış onca insan hiç tonla günah işler miydi?
***
Dupduru bir su gibi olmalısınız; öyle bir su ki, uzaktan bakanlar içine girseler topuklarının bile ıslanmayacağını sanmalı ama ona daldıklarında dibine ulaşmakta zorlanmalılar.
***
Mefkuremize ve dostlarımıza karşı sevgimizi fevkalâde bir sadakatle ortaya koymalıyız, abartılı övgülerle değil.
***
Gönülden “ahh” edenin her ahına icabet edilmiştir, ilahî dergaha yükselen hiçbir ses cevapsız kalmamıştır; elverir ki o ses gönlün sesi olsun.

Close

Subscribe to Blog via Email

Enter your email address to subscribe to this blog and receive notifications of new posts by email.

Join 259 other subscribers
%d bloggers like this: