Hakikat Damlaları-15

Allah var ve bir de O’nun sanatı var. Sanatı Sanatkar’la karıştırmamak lazım.

***

Temiz bir zihin ve selim bir kalb isteyenler, her türlü düşünceye vize uygulamalı ve yabancı mülahazalara geçiş hakkı tanımamalıdırlar.

***

Dinî ilimleri bilen çok insan var, fakat Allah’ı bilen, Efendimiz’i bilen çok az.

***

Ne yapıp edip taklide takılı mülahazalardan sıyrılmak lazım!.

***

İmam Rabbani, İmam Gazali, Üstad Bediüzzaman gibi kimseler Zat-ı Uluhiyeti çok iyi anlamışlar. Zannediyorum kalb O’na teveccüh edip ısrarla “Bildir bana Kendini!” deyince, O da bu yakarışa marifet şualarıyla cevap veriyor ve talep edenin samimiyeti ölçüsünde Kendini ona tanıtıyor.

***

Başkalarının marifete yürüdüğü yolu takip ederek Allah’ı bilme ufkuna ulaşmak mümkün değildir. Diğer insanların tecrübeleri sadece bir fikir verir; onlar adeta yol haritasını belirler. Ne var ki, o haritayı eline alsan ve yolu öğrensen de, mesafeleri bizzat sen katedecek ve varılacak yere sen varacaksın!..

***

Allah’ım! Bana, yaptığım en küçük kötülüğü dahi asla unutmayacak kadar güçlü, Senin inayetinle benden sadır olmuş bazı iyilikler varsa onları da hemen unutacak kadar dağınık bir hafıza ver!.

***

En küçük günahlardan dolayı bile kayıp düşme endişesi olmalı! Kayma endişesi olmalı ki, Allah kaydırmasın!

***

Allah’tan (celle celâlühû) isterken, Allah’ı (azze ve celle) istemeli!

***

Tabiî olmayan davranışlarda inkıtaların olması pek tabiîdir.

***

Ruhunu yonta yonta onu Cuma Yamaçları’na ehil hale getirememiş insanların hayatı bir yalandan ibarettir.

Close

Subscribe to Blog via Email

Enter your email address to subscribe to this blog and receive notifications of new posts by email.

Join 271 other subscribers