Hakikat Damlaları-75

Akıbetimizden eminmişiz gibi bir halimiz var; hiç eksiğimiz, kusurumuz yokmuş gibi davranıyoruz.

* * *
Saygısızlığın ve edepsizliğin başını alıp yürüdüğü bir dönemde hiç olmazsa Peygamber vârisi olan hizmet erleri, insanî değerlerin yeryüzünden bütün bütün kaybolmadığını ortaya koymalı değiller mi?!

* * *
Sefâhet, ruh sefâletinin neticesidir.

* * *
Biraz dişimizi sıkıp hakikî müslüman olsak hiç çözülmeyecek gibi görünen pek çok mesele kendiliğinden hallolacaktır.

* * *

Allah (celle celâlühû) iddiayı hiç sevmez. Onun için konuştuklarını iddialı sözlerle te’yîd etmeye çalışanlar, Allah nezdinde hiç de hoş olmayan bir davranış içinde olduklarını iyi hesap etmelidirler.

* * *

Sevgi, bilip tanıma üzerine bina edilirse kalıcı olur.

* * *

Kendi yaptığı işi beğenme bir münafıklık alâmetidir.

* * *

Hüzün Peygamberi (aleyhi efdalüssalavât ve ekmelüttahiyyât) nice meseleyi hüznüyle, ızdırabıyla ve gözyaşıyla çözmüştü. Ümmetinin de karşılaştığı meseleleri bir defa olsun o yolla aşmayı denemesi gerekmez mi?!

* * *

“Neticesinde Sen’i kaybedeceğim bir muvaffakiyeti bana verme Allahım!”

* * *

Bilme sığlaşmaya sebep olmamalı; derinleşmenin yolunu açmalıdır.

* * *

Siz ismet yörüngeli hareket eder, kasden günaha girmez, iradenizle hep masum kalmaya çalışırsanız, Allah da sizi sıyanetine alır ve masûn kimseler arasına dahil eder.

Close

Subscribe to Blog via Email

Enter your email address to subscribe to this blog and receive notifications of new posts by email.

Join 259 other subscribers
%d