Hakikat Damlaları-54

Bütün gurbetlerin iksiri Allah’a kurbettir.
***
İçinde yaşadığı çağı iyi okuyamayan bir insan, Kur’an-ı Kerim’i elli defa okusa da hep geçmişe dair şeyler söylemekten kurtulamaz.
***
İnsan, başkalarına “Günaha girmeyin” demeden önce kendisi günahlara karşı oruca niyet etmeli ki hem burada sözü tesirli olsun hem de ötede mahcubiyet yaşamasın.
***
Mahkum toplumlardan ziyade hâkim milletler başka kültürlerin tesirinde kalırlar; hele bir de içlerinde fantezi peşinde koşanlar varsa…
***
Allah’ın kullarına bir şey anlatabilmek ancak Allah’a hâlis kul olmakla mümkündür; zira Cenâb-ı Hak, kullarını başkalarına kul olanlara emanet etmez.
***
Cehennemle intikam alma isteği canavarlara has bir duygudur; kendisine kötülük yapanlar hakkında dahi Cehennem söz konusu olunca “Hayır ya Rabbi, düşmanım da olsa ebedî nâra girmesine razı olamam” deme mü’minlik yoludur.
***
İman hizmeti hakkında “bu iş bitmiştir” diyenin işi bitmiştir; geride tek adanmış ruh bile kalsa hizmet kervanı yine de yürüyecektir, çünkü bu işin nokta-yı istinadı ilahî inayettir.
***
Şeytanca mülahazaların önünü ancak melekçe düşüncelerle alabilirsiniz.
***
Kuvvetle beraber hikmetin mevcudiyeti çok önemlidir; zira, hikmetten nasipsiz güçlüler, mevcudiyetlerini gece baskınlarıyla ifade etme hastalığına tutulurlar; hakkı çiğner geçer ve insanî hislere, latifelere, mantık ve muhakemeye hiç değer vermezler.
***
Din hiçbir şeye kurban edilmeyecek kadar ulu, uğruna kurban olunacak kadar ulvîdir.
***
“Allah’ım bana öyle bir lütufta bulun ki, yaşadığım sürece çok büyük işler yapayım; fakat, dünyalık hiçbir beklentiye girmediğim gibi öldükten sonra da bütün bütün unutulup gitmeyi arzulayayım!” İşte bir dava adamının dâimî muradı…

Close

Subscribe to Blog via Email

Enter your email address to subscribe to this blog and receive notifications of new posts by email.

Join 269 other subscribers